Sepetiniz şu anda boş!
Kantaron Yağı Nedir? Faydaları Nelerdir?
Kantaron Yağı Nedir? sorusu için Dünya Sağlık Örgütü verdiği cevapta; sarı kantaronu tıbbi bitki olarak kabul etmiş , yüzyıllardır depresyon dahil pek çok hastalığın iyileştirilmesi için kullanılmış oldukça değerli bitkilerden biri olarak nitelemiştir. İçeriğinde yer alan pek çok fitokimyasal madde sayesinde antioksidan, antienflamatuar, antikanser ve antimikrobiyal etkileri bulunan bu değerli bitki, hem günlük kullanımda hem de farmakoloji alanında önemli bir yere sahiptir. Doku yenilenmesini hızlandırıcı etkisinden dolayı sıklıkla yara bakımında kullanılan sarı kantaron aynı zamanda ağrı kesici, idrar söktürücü, ödem attırıcı ve iltihap giderici etkileri ile de sıkça tercih edilir. Vücudun pek çok sistemi üzerinde olumlu etkiler gösteren bu değerli bitkinin kullanım şekli ve yan etkileri hakkında doğru bilgi sahibi olmak, ondan en iyi şekilde fayda görebilmek ve olumsuz etkilerin önüne geçmek adına son derece önemlidir.
Sarı Kantaron Yağı Nedir? İçeriğinde Neler Bulunur?
Latince ismi Hypericum perforatum olan sarı kantaron bitkisi, ilkbahar ve yaz dönemlerinde çiçek açan, 30-80 cm uzunluğunda, sarı renkli, yabani bir bitkidir. Bitki içeriğinde başta hiperforin olmak üzere pek çok farklı kimyasal bileşik bulunur. Sarı kantaron bitkisinde yer alan başlıca kimyasallar şu şekildedir:
- %0.05-1 oranında α-pinen, karyofilen limonen, mirsen ve sineol uçucu yağları,
- % 2-5 oranında flavonol türevi bileşikler,
- % 0.05-0.15 oranında antidepresan etkili hiperisin, psödohiperisin, protopsödohypericin, protohiperisin gibi naftodiantron türevleri,
- %4 oranında hiperforin ve adhyperforin gibi floroglusinler,
- Fenolik asitler,
- Bazı steroller,
- Antrakinonlar,
- Karbolik asitler,
- Karotenoidler,
- Karotenoidler,
- C ve A vitaminleri.
Sarı kantaron yağı, Hypericum perforatum bitkisinden maserasyon yöntemi ile elde edilir ve yağın üretim aşamasında genellikle zeytinyağından faydalanılır. Bu işlem için bitkinin toprak üstünde kalan kısımları özenle toplanır ve daha sonra yaklaşık 2-3 cm uzunluklarda parçalanarak saf zeytinyağı içeren bir kaba koyulur. Daha iyi çözünmesi için belirli aralıklarla çalkalanan bu karışım, 4-6 hafta kadar oda sıcaklığında ve güneş ışığı altında bekletilir. Daha sonra uygun şekilde süzülen karışım, katı partiküllerden arındırılır ve farklı alanlarda kullanılmak üzere ışıktan korumalı cam şişelere aktarılır.
Sarı Kantaron Yağının Faydaları Nelerdir?
Sarı kantaron yağı yüzyıllardır çeşitli hastalıkların iyileştirilmesi için kullanılmış ve bu nedenle yakın dönemde pek çok farmakolojik araştırmaya konu olmuştur. Yapılan çalışmalar doğrultusunda bitkinin iyileştirici etkileri ve kullanılabileceği hastalık endikasyonları şu şekilde sıralanabilir:
ANTİMİKROBİYAL ETKİ
Sarı kantaron yağının içeriğinde fazla miktarda bulunan hiperforin bileşiği güçlü antibakteriyel etkiye sahiptir. Metilisine dirençli Stafilokok aureus (MRSA) gibi güçlü patojenler dahil olmak üzere, test edilmiş tüm gram pozitif bakterilerde büyümeyi durdurucu etkisi bulunan hiperforin bu özelliği sayesinde pek çok alanda antibakteriyel ajan olarak tercih edilir.
Yapılan bir çalışmada %30, %40 ve %50 oranlarında sarı kantaron yağı ile üretilen merhemler vajinal olarak uygulanmış; Streptococcus pyogenes, Streptococcus viridans, Micrococcus luteus ATCC 9341 ve Moraxella catarrhalis gibi farklı organizmalar üzerindeki antibakteriyel etkileri karşılaştırılmıştır. Uygulama sonrasında merhemlerin, vajina florasında doğal olarak bulunan ve diğer bakteri türlerinin aksine patojen özellikli olmayan yararlı bakterileri koruduğu, vajinada enfeksiyona yol açan zararlı türlerin gelişimini ise önemli ölçüde engellediği ortaya koyulmuştur. Dolayısıyla sarı kantaron yağının vajinal enfeksiyonların tedavisinde güvenli bir şekilde kullanılabileceğini söylemek mümkündür.
YARA VE YANIK TEDAVİSİ
Sarı kantaron yağı, kolajen sentezini uyararak doku gelişimini hızlandırır ve yeni hücre üretimini destekler. Bu kıymetli etkisi sayesinde yüzyıllar boyu yara ve yanık bakımında ilk tercih edilen bitkilerden biri olmuştur. Farmakoloji biliminin gelişmesi ile birlikte sarı kantaron yağının yara iyileştirici aktivitesini değerlendiren pek çok çalışma yapılmış ve bu değerli bitkinin yanık dahil çok sayıda doku yaralanmasının tedavisi için güvenilir olduğu ortaya koyulmuştur. Zeytinyağı ile birlikte maserasyon yöntemiyle elde edilmiş olan sarı kantaron yağı aynı zamanda antiseptik etkisi ile de yara ve yanıkların temizliğinde güvenle kullanılabilecek içeriğe sahiptir.
Yapılan bir çalışmada 5 gram taze çiçeğin 10 gün süre ile 100 gram zeytinyağı içerisinde 20 derece sıcaklıkta bekletilmesi ile hazırlanan yanık merhemi, birinci, ikinci ve üçüncü derece yanıklar üzerine uygulanmış ve birinci derece yanıkların 48 saat içerisinde iyileştiği görülmüştür. İkinci ve üçüncü derece yanıkların ise diğer yöntemlerle tedavi edilen yanıklara oranla en az 3 kat daha hızlı şekilde iyileştiği ortaya koyulmuştur. Aynı zamanda ağrı kesici etkisi de bulunan sarı kantaron yağı yara ve yanık bakımında güvenle kullanılabilecek seçeneklerden biridir.
MİDE KORUYUCU
Antik dönemde mide ülserlerinin tedavisinde kullanıldığı bilinen sarı kantaron yağının bu etkisine yönelik yapılmış çalışmalar sayıca azdır. Ancak sonuçlanmış sınırlı çalışmalar doğrultusunda Hypericum perforatum’un, mide içeriğinde antibakteriyel etki gösterdiği ve bu sayede ülserle ilişkili Helicobacter pylori enfeksiyonunu önlediği; aynı zamanda steroid ve nonsteroid ilaçlarla birlikte alındığında asit salgısını düzenleyerek mide koruyucu etki gösterdiği söylenebilir. Mide ülserini tedavi etmek ve mide koruyucu etkiden faydalanmak için sarı kantaron yağının sabah ve akşam olmak üzere günde 2 defa, yemek öncesinde, yaklaşık 10 ml kadar içilmesi tavsiye edilir.
ANTİDEPRESAN ETKİSİ
Sarı kantaron yağı, fizyolojik etkilerinin yanı sıra kişinin ruh sağlığı üzerinde de önemli etkilere sahiptir. Hafif ve orta şiddetli depresyon tedavisindeki etkinliği pek çok klinik çalışma ile kanıtlanmış ve bu durum bitkiyi dünya genelinde ilgi odağı haline getirmiştir. İçerisinde fazla miktarda bulunan hiperforin maddesi, serotonin, noradrenalin, dopamin, glutamat ve γ-aminobutirik asit gibi beyinden salgılanan kimyasal maddelerin kandaki düzeyini artırır ve bu sayede antidepresan etki gösterir. Sentetik antidepresanların pek çoğu ile aynı etki mekanizmasına sahip olan sarı kantaron bitkisi, doktor onayı doğrultusunda depresif bozukluklarla ilişkili ruhsal hastalıkların kısa dönem tedavisinde kullanılabilir.
Sarı Kantaron Yağının Yan Etkisi Var Mıdır?
Yan etki profili açısından oldukça güvenli bitkilerden biri olan sarı kantaronun nadiren raporlanmış yan etkileri bulunur. Mide bulantısı, ciltte kızarıklık, huzursuzluk ve yorgunluk hissi gibi hafif seyreden yan etkiler, sıklıkla bitkinin tavsiye edilen dozdan daha yüksek dozlarda uygulanması sonucunda ortaya çıkar.
Yan etkileri değerlendirmek ve bitkinin güvenilirliğini test etmek için yapılan pek çok çalışma sonucunda sarı kantaron yağının ciddi yan etkilere neden olmadığını söylemek mümkündür. Yaklaşık 35 bin hasta ile yapılmış geniş çaplı bir çalışmada, hastalara belli sürelerde ve uygun dozlarda sarı kantaron uygulanmış, baş ağrısı, mide bulantısı, hazımsızlık ve kalp hızında artış şikayetleri dışında herhangi bir yan etki gözlenmemiştir.
Dünya Sağlık Örgütü tarafından tıbbi bitki unvanı almış olan sarı kantaron bitkisi, yan etki açısından son derece güvenilir bir bitkidir ancak tıbbi etkisi nedeniyle bazı ilaçlarla etkileşim gösterebileceğini göz önünde bulundurmak gerekir. Yapılmış bazı çalışmalar sonucunda sarı kantaron yağının oral doğum kontrol ilaçlarının etkisini azalttığı, karaciğer enzimleri üzerinde değişikliğe neden olduğu, kan sulandırıcı olarak bilinen antikoagülan grubu ilaçların etkinliğinde azalmaya yol açtığı söylenebilir.
Özellikle kronik hastalığı olan ve düzenli ilaç kullanan kişiler sarı kantaron bitkisi ile ilgili herhangi bir içeriği tüketmeden önce doktora danışmalı, tüm tedavi sürecini uzman gözetiminde gerçekleştirmelidir.
Bir yanıt yazın